Behçet hastalığı (üveit) tekrarlayan oral (ağız) ve genital (cinsel organlar) ülserlerle, göz, deri, eklem, damar ve sinir sistemi tutulumuyla giden, nedeni bilinmeyen bir damar  İltihabıdır. 1937 yılında bir Türk doktoru olan Prof. Dr. Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır.Adını buradan alır.

Behçet hastalığının göz tutulumu ön üveit, arka üveit veya ön ve arka üveitin bir arada görüldüğü “panüveit” şeklinde olabilir.  Gözün hem ön hem arka kamaraları tutulur Her alevlenmede sonra, giderek görme kaybına neden olacak bazı yapısal hasarlar oluşur.

Behçet hastalığı tanısı bazen göz hastalığının başlaması ile birlikte konulur. Göz tutulumu tek gözde  başlayıp aynı gözde devam edebilir. Ancak çoğunlukla hastalık her iki gözdedir.

Göz tutulumu erkeklerde kadınlara oranla daha sıktır. Göz tutulumu olması aynı zamanda hastalığın ağır seyredeceğinin bir bulgusu olmaktadır. Göz hastalığının ciddi ve hasar bırakacak tarzda seyredeceğinin en önemli işareti aktivasyon dediğimiz alevlenme bulgularının sık ve yoğun şekilde seyreder tarzda olmasıdır.

Hastalığın çok iyi takip edilmesi takipler esnasında gözlenen klinik değişimlere göre tedaviler düzenlenmesi,Stres,aşırı yorgunluk,düzensiz ilaç kullanımı ve ateşli hastalıklar üveit ataklarını uyarabilir.Özellikle ilaçların önerildiği şekilde ve düzenli olarak kullanılması gerekmektedir.

Ataklar esnasında göz dokularında meydana gelen geçici hasarlar nedeni ile görme azalması oluşur. Tekrarlayıcı ve şiddetli ataklar sonrası gözün özellikle arka tabakalarında meydana gelen hasar nedeni ile kalıcı görme kayıpları oluşur.

Göz tutulumu olan hastalar göz kliniklerinin uvea hastalıkları birimlerince belli aralıklarla düzenli olarak takip edilir.Hastaların yeni belirtilerin ortaya çıkışı açısından dikkatli olmaları  uzman doktorlarca istenir.